Site Loader

Kentleşmenin ve sanayileşmenin hızı beraberinde yeni normali , yeni ilişkileri yeni hukuk alanlarını gündeme getirmiştir. Özellikle tüketici hukuku, iş hukuku ve gayrimenkul hukuku bu yeni normalde kendine büyük bir yer edinmiştir. Tüketici hukuku vatandaşın özellikle güçlü şirketler veya kamu kurumları (devlet) karşısında güçsüzlüğünü bir nebze olsun azaltma amacını güderken tüketiciyi koruması nihai amacı olmuştur. İş hukuku ise işçilerin işverenler karşısında ekonomik ve sosyal açından güçsüzlüğünü azaltmayı hedeflemektedir. Sanayileşen demokratik ülkelerde en kutsal hak olarak sayılan “mülkiyet hakkı” da bu çerçevede değerlendirildiğinde gayrimenkul hukukunun temelini teşkil etmektedir. Sermaye sahiplerinin sermayenin vermiş olduğu güçle “bilgiyi” en azından satın alabileceği noktada sade vatandaş maalesef çaresizdir. Zira sermaye sahipleri yanlarında avukat ordusu çalıştırarak hakkını ve hukukunu savunabilirken sade vatandaş çoğu zaman avukata danışacak veya avukatla çalışacak gücü kendinde bulamamaktadır. Kurmuş olduğum avukatlık ofisi kendini “büyük sermaye veya kamu kurumları” karşısında çaresiz hisseden sade vatandaş içindir. Saygılarımla.

Post Author: admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir